Yurtdışında araç
süren tanıdıklar insanların birbirine çok saygı duyduklarını, sollama yapmak ve
yol vermek konusunda cömert davrandıklarını söylüyor. Yurtdışından gelen
arkadaşlarım ise İstanbul trafiğini “the worst ever we’ve seen” ile
özetliyorlar. Köprü gişelerinde düz yolda yolun tersine ilerleyenler, daracık
tek şeritte seni sıkıştırıp, üstüne koltuğunda halay çekenler, anlamadığım el
hareketleri. Egzozundan zehir saçan araçlar, farları yanmayan, karanlıkta
kazaya davetiye çıkaran kamyonlar ve bir de kendini yolları sanan kamyon
ağaları pardon sürücüleri. Yayalardan bahsetmiyorum bile, yayaların arabalara
çarptığına şahit olduğum için bu tuhaflıklara alıştım. Başka ülkelerde kendim araç
kullanmadığım genelde toplu taşıma ile seyahat ettiğim için trafik adabına çok
dikkat etmemiştim. Sadece Hollanda’daki yoğun bisiklet trafiğini ve Almanya’daki
daracık yollarda otobüslerin yaptıkları maharetli manevraları hatırlıyorum.
İngiltere zaten ayrı bir dünya trafiğin yönü çok ve yolların birleşimi çok
değişik, zaten metro her yere gidiyor olmadı tren.
Bizdeki yolların,
geçitlerin planlarını, mühendisliğini kim yapıyor. Dönemeçlerin ürettiği
merkezkaç kuvveti etkisinden fırlayacakmış gibi koltukta pozisyon almalar, üç
yolun aynı çıkışa bağlanması ve bu bağlantıda birleşen araçların her birinin
kendi yönüne geçme çabası. Türkiye’de yollar adam öldürüyor. Mühendisliği,
planlaması adam gibi yapılmayan kavşaklar, bağlantılar ve otobanlar. Özellikle
Tekirdağ taraflarına gidenler Tekirdağ-İstanbul
bağlantı yolunu bilirler. Yaya geçitlerindeki çizgiler süs olsun diye konulmaz
oraya, yaya görürsen dur bırak geçsin demektir. Yaya geçidinde duran sürücüye
arkadan agresif şekilde korna çalmak değildir.
Yol bağlantısının
önüne otobüs durağı diken bir planlamayı anlamıyorum o koca otobüs yüzünden kaç
kere bağlantı yoluna giremeyecek durumda kaldım üstelik otobüs başka yöne doğru
giderken diğer yolu tamamen kapatıyor. Bir de üst geçit ve otopark sorunu var.
Gereksiz yerlere üst geçidi dikip, üç-dört yolun kesişimine gerek görmeyenler
insanları ölüme gönderiyor. Plansızlıktan kaybediyoruz insanları.
Son olarak
agresif Türk sürücülerine selamlar gönderiyor yola çıkarken öfkelerini evinde,
işinde, dolabında(artık neresi uygunsa) bırakıp öyle yola çıkmalarını,
kadınlara centilmen davranmalarını rica ediyorum. Kadınların da aynı şeyi
erkekler için yapması gerekiyor. Lütfen araba camından yollara çöplerini
rüzgara karıştırıp atmayın, yolda kopan tekerlek, kaporta gibi büyük parçaları
raporlayın.
Güvenli sürüşler
ve planlı bir trafik dilerim.
Sevgiler,
Cansu Uğur