20 Nisan 2014 Pazar

Akıllı Telefon ve Ben

Akıllı Telefon ve Ben,
Patronumun akıllı telefon kullanmasına hastayım. Gözleri seçemeyen sektörde uzun yılları ve bu yıllar kadar tecrübeyi geride bırakmış dişi aslan patronum gözleri göremediği için telefonu belli bir mesafede tutar ve çok fazla bastırarak ekranlar arası geçiş yapardı. Nedenini bilmesem de bana komik gelirdi bu durum ancak şirketin bana verdiği yeni akıllı telefonla durum değişti. Ben de tam bir akıllı telefon cahiliydim.
Ekranlar arası geçişi bırakın arkada açık kalan uygulamaları bile kapatmaktan haberim yoktu. Sağ olsun uzman mühendis bir abimiz gösterene kadar. Akıllı telefon deyince benim aklıma konuşarak çalıştırabileceğimiz telefon geliyordu. Can dostum teknikerimiz artık aramalarını mesajlarını böyle atıyordu ve akıllı telefonu ile hava atıyordu. Elime tutuşturduklarında bu telefonu onun Siri adlı bir abla olduğunu bilmiyordum. Meğer tüm  keramet bu abladaymış. Maillerin otomatik cep telefonuna gelmesi, whatsup, viber uygulamaları ve bu uygulamaların indirilmesi güncellenmesi ayrı bir dünya.
Candycrush oyunu neden bu kadar popüler ki, bizim zamanızdaki tetrisin şekerlerle değişmiş hali gibi. Aynı renkler bir araya. Facetime denilen görüntülü konuşma çok hoşuma gitti. Erkek kardeşim uzakta olduğu için annem ile birlikte onu görüntülü aradık. Yurt ortamındaki dağılmış halini yerinde tespit ettik. Otobüs duraklarında, metroda insanlara bakıyorum. Hepsinin başı öne doğru eğilmiş karşısındaki ekrandan ya oyun oynuyor(candycrush) ya chat yapıyor. Büyük çoğunluk oyun oynuyor. İnsanlar sessizce önündeki ekrana gömülüyor ve çevresiyle iletişimi kesiyorlar. Akşam evde de herkes kendi köşesinde sessizliğine çekiliyor ve önündeki ekrana bakıyor. Gençler ayrı bir dünya okulda sanki bütün gün birbirlerini görmüyorlarmış gibi her an her dakika mesajlaşıyorlar telefondan. Telefonlar akıllandıkça insanlar aptallaşıyor gibi geliyor. Her an her dakika bilgilerini güncelliyorlar hayatlarının her dakikasını paylaşmak normalmiş gibi.
Faydalı tarafları da var GPS büyük nimet. Maillere ulaşma imkanı şirket dışındaysanız harika. Bir de uzakta olan sevdiklerinizle facetime denilen görüntülü konuşma çok işe yarıyor. Kaçamayacağımız bu teknolojinin artı ve eksilerini düşünmeden kabulleniyoruz. Yapacak pek bir şey de yok.
Yeni nesil yaşam şekli bu olacak. Bir ekran önünde sessizliğe gömülecek ve çevremiz ile iletişimi sıfırlayacağız. Her şey bu ekranda olup bitecek. Hani interneti kontrollü kullanmak gerekirdi, kendimize de boş vakit ayırıp sosyal çevremizle vakit geçirmek hayattan kopmamak gerekirdi. Neden kimse uyarmıyor gençleri. İnternet kullanımı neden sınırlandırılmıyor işin ilginç tarafı bunun bir tür bağımlılık yarattığını fark edemiyorlar. Unutmayın bağımlılık bir hastalıktır. İnternet bağımlılığı o kadar geniş kitlelere yayıldı ki hastalığımızın tespitini yapacak sağlıklı insan sayısı çok azaldı.
Birbirinin yüzüne bakarak selam veren bir insanlık yerine ekrandan birbirine selam veren. Temel görgü kurallarını ve sosyal hayatımızı kaybetmiş bir geleceğe başlıyoruz adım adım.
Ekranlarınızı kararında kullanmanız dileklerimle,
Sevgiler,

Cansu Uğur

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder