20 Nisan 2014 Pazar

Mutlu Yıllar 2014

Mutlu Yıllar,
2013’ü de tüketmişiz farkında bile olmadan. Oysa daha dün kutluyorduk milenyumu hani insanlar kışın ortasında denize atlıyorlardı uğur getirsin diye. 2006’da dünyanın sonu gelmişti hani. Zaman hiç kimseye kulak asmadan akıllı uslu bir şekilde görevini yerine getiriyor işte. Bir yıl geçmiş, tam 3 yıldır iş yaşamındaymışım, tam 2 yıl olmuş mastera başlayalı. Sevdiğim adam ile 5. yılına girecek tanışmamız. Belime kadar olan uzun saçlarımı keseli 6 ay olmuş. Kız kardeşimin liseye başlayalı 4 ay olmuş. Zaman sessiz sessiz akmış kimselere duyurmadan. Ne zaman 25 yaşında oldum hatta 26’dan gün aldım anlamadım. Siz hissediyor musunuz zamanın akışını, ne zaman büyüdü bacak kadar olan çocuklar? Cevabını bilmek istiyorum.
Hayatta en önemli şey temel ihtiyaçlardır, önce sağlıkla başlayıp sonra barınma, beslenme ile devam eden bu ihtiyaçlar giderildikten sonra insanın mutluluk için başka bir şeye ihtiyacı olmadığını düşünürdüm.  Ancak son yıllarda yanıldığımı anladım, ruhun beslenmesi de çok büyük bir ihtiyaç. Sanatsal etkinlikler, konserler, sergiler veya yurtdışındaki farklı kültürleri görmek, farklı lezzetleri /mutfakları tatmak ve ufkunuzu açmak. Onların adetlerini öğrenmek o kadar güzel ki. Bu öyle bir şey ki, sizi saran o katı kabuğu kırdığınızı, dünyayı daha fazla anladığınızı yaşamın anlamına bir nebze yaklaştığınızı sanki yaşamın formülüne dair gizli bir sırrı paylaştığınızı hissediyorsunuz. Günlük hayatınızda uğraştığınız şeylerin basitliğini anlıyorsunuz. Mümkün olduğunca gezmek ve dünyayı görmek istiyorum, gezdikçe dünyanın ne kadar küçük olduğunu görmek istiyorum. Ruhu besleyen başka bir etkinlikte sevmektir. Karşılıksız, hiçbir şey beklemeden, sadece onun mutlu olmasını isteyerek sevmek.  Sevdiğim adamın sıcacık kucağında ısınmak, o saçlarımı okşarken, kokusu ile dolup, taşmak o kadar iyi geliyor ki bana. Onun teni, gözleri, kokusu, varlığı bile başka yapıyor beni. Gülümsemesine bayılıyorum, kelimelerine, kendine has yorumlarına. Onsuz, onunla yaşamanın benim için ne kadar zor olduğunu ona her anlatmaya çalıştığımda beni anlayamaması bazen komik geliyor. Bir kere kendi de itiraf etmişti zaten “benim kafam kalındır” demişti. Ben o kalın kafayı seviyorum. Ben onu çok seviyorum, ömrüm oldukça da seveceğim.
Çocukları seviyorum, zor zamanlarımda yanımda olan gerçek arkadaşlarımı, güvenlikçimiz Ayfer’i, kargocumuz Yasin’i. Muhasebecimiz Derin’i, hayatımda bana güzel bir örnek olan dişi aslan patronumu, iş arkadaşlarımı seviyorum. Bu yıl yanlarında çok şey öğrendim, geliştim, hayata bakış açım her gün biraz daha gelişti. 2013 yılını bu gece geride bırakacağız, anılarımızı daha tam anlayamadan yeni anılar eklemeye başlayacağız hayatımıza. Evet, yarın yeni bir yıla uyanacağız. Ne büyülü bir gece, eski yıldan yeni bir yıla geçiş, hem de bir gecede. Şu klasik seneye görüşürüz muhabbetleri hala komik geliyor bana. Yeni yıla sevdiğim adamın yanında ona sarılarak girmek güzel olurdu, ona seni seviyorum diye gece tam 12:00’de mesaj atsam mı acaba? Ondaki romantik derinlik konusunda emin olmadığım için böyle işlere girmemek gerek. Keşke o da böyle şeyleri düşünebilse, keşke tüm erkekler düşünebilse.
2014’den ne diliyorsunuz diye sorsalar önce sağlık sonra centilmen erkekleri geri istiyoruz derdim. Kadınların ruhuna hitap eden, kadınlar odaya girdiğinde ayağa kalkan, kadınlara kapı tutan, çiçek alan erkekleri geri istiyoruz. Neredelerse lütfen geri gelsinler. Hayat her şeye karşın o kadar güzel ki, tüm olumsuzluklara rağmen nefes almak, sağlıklı olmak ve sevdiklerinle birlikte hayatı paylaşmak çok güzel.
2014’ün size ve tüm sevdiklerinize mutlu anılar getirmesi dileklerimle,
Sevgiler,
Cansu Ugur


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder