Hayata Dair –
Benim Notlarım
Bir yabancıya her
şeyinizi anlatabilir misiniz? Bir insandan sadece bakışından yola çıkarak
nefret etmek mantıklı mıdır? Birini çok sevmek, çok sevdiğini her söylediğinde
karşılık görmemek sizi sevmediğinin kanıtı mıdır veya sizi istemediğinin?
Hayata dair ne sorular geçiyor şuan milyonlarca insanın aklından. Asgari
ücretle çalışan kargocumuz Yasin’i düşünüyorum 20 katlı plazanın her katını
günde kaç defa dolanıyor acaba hangi sorular kafasında hayata dair. Hani bir
kere tepesi atmıştı bir akşamüzeri ağlıyordu gencecik çocuk bizim ofise
geldiğinde. “Resmen amelelik bizim yaptığımız” demişti bir müşterisi onu
terslediğinde. Bekçi Nurgül her gün yemek getiren kuryeler ile savaş halinde
adeta. Gelen kurye şirket adını söylemeyince nereden bulsun koskoca plazada
yemek söyleyen insanı? Kuryelerin ona bağırmaya da hakkı yok tabi. Herkes kendi
derdinde işte, birbirini ezerek ufakta olsa ego tatmini yaşıyorlar. Kendilerini
biraz üstün göreceklerde ne olacaksa artık. Kendi yeteneksizliklerinin farkında
olan insanların kendilerine tehdit olarak gördükleri yeteneklilere karşı
yaptıkları ufak oyunlar ne kadar mide bulandırıcı.
Ben sadece
izliyorum uzaktan dediğim gibi sadece not alıyorum. Hepimiz bu dünyaya belirli
görevler için geldik. Hepimizin bir görevi var, ben biliyorum ne olduğunu
benimkilerin. Görevlerimi bitirdiğimde artık gitme zamanı gelecek ve gideceğiz.
Görev kelimesini biraz açmak gerekir. Kuryeci Yasin’in görevi ufak kardeşlerine
bakmak, annesini kimseye muhtaç etmemek. Kardeşleri daha küçük, geçim derdinin
farkında olamayacak kadar küçükler. Yasin ise 22 yaşında olgun bir adam artık.
O genç bedeninde hayatın sırtına bastırdığı yüklerin izlerini okuyabilirsiniz.
Nurgül bu Pazartesi 30 yaşında olacak hayattan umudunu kestiğini, insanlara
artık güvenmediğini söylüyor. Her halinden evde kalacak diye korktuğu belli,
toplumun evlenmeyen kadınlara dayattığı mahalle baskısına dayanamayacak kadar
güçsüz bir ruh hali var, o sert duruşunun altında. Yetenekleri olmayan boş
insanlar, evet onlar da lazım, her iş için birileri lazım. Hayatta herkesin bir
işi olmalı elbet. Herkesin para kazanması, yaşaması gerek.
Hayatta herkes
mutlaka bir kere aşık olmalı. Birini koşulsuz sevmek, onu düşündüğünde bile
yüzünde beliren ufak bir gülümse dünyaya bedel. Sevmek güzel şey, bir de
karşılıklı ise. Karşılıksız ise gerçekten zor, sevdiğinizi istediğinizde
görememek, arayamamak en önemlisi de onun sizi arayıp, görmek istememesi. Öyle
ağır geliyor ki, nefesiniz kesiliyor bazen üzüntüden. Ben hep beni her gün arayan ve beni sevdiğini
dünyaya haykıran bir adam hayal etmiştim. Çiçekler, özellikle de nergisler
gönderecekti bana. Aşık olduğum adamla geçecekti ömrüm. İnsanın her istediği
olmuyor işte. Biz insanlar aşık olma ve sevme niteliklerimizi de proses ettik,
işledik artık. Onlar bile işlenmiş, yapay oldular tıpkı gıdalar gibi.
Sırtınızda
yükleri tartabiliyor musunuz? Ne kadar yük var sırtınızda, kaç parça malzeme
var? Geçim derdiniz mi var, işte çok fazla mı yoruluyorsunuz, sevdiğinizle bir
gelecek olmayacak mı, aldatıldınız mı, mahalle baskısı, ailenin baskısı, sınav
korkusu, başarılı olamama, iş bulamama, el alem ne der korkusu? Bir de bunları
solda sıfır bırakan sağlık problemleri var. Umarım yükleyebileceğinizden daha
fazla yükleriniz yoktur sırtınızda. Araçlara fazla yük bindirince yan
devrilmesi gibi, sizde devrilmiyorsunuzdur hayat karşısında. Ben ise artık
yüklerimi kenara bırakıyorum, kenardan izliyorum hayatı. Seyirci olmaya karar
verdim, ne de olsa bu benim kararım. Nasıl, ne zaman bilmiyorum ancak bütün
yüklerimi atmaya karar verdim. Artık hiçbir şey olmayacak, hiçbir şey
dokunmayacak bana. Ben istediğim gibi hafif olacağım hiçbir kimse
bastıramayacak sırtıma, nefes almamı engelleyemeyecek. Nasıl? Ben de bilmiyorum
ancak tek bildiğim artık sona geldiğim. Hayata dair notlarımı tamamlamam
gerekiyor. Daha ne kaldı ki, Yasin ne kadar da güçlü, Nurgül nasıl da saklıyor
o naif yüreğini bilmiyorum. Ben artık saklamıyorum hiçbir şeyi, ilginçtir ki
korkmuyorum hiçbir şeyden. Bu benim hayatım ve ben mutlu olmak istiyorum.
Nasılını bilmesem de farkına varmam gereken tek gerçek bu.
Umarım
yanılmıyorumdur.
Sevgiler,
Cansu Uğur
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder