20 Nisan 2014 Pazar

Canım Kızım Ceren

Canım Kızım Ceren,
Masum yüzündeki şaşkın ifade ile nasıl araba sürdüğümü anlamaya çalışıyordu. Bir türlü kadınlarında araba kullanabileceğini kabul edemiyordu çünkü sadece babası araba kullanabilirdi. Komşumuzun kızı, yanımızda büyüyen, benim manevi kızım ve artık bir ilkokul öğrencisi olan bu ufaklık beni her zaman gülümsetmeyi başarıyor.
Bu haftasonunu güzel kızıma ve biricik anneanneciğime ayırmaya karar vermiştim. Canım arkadaşım Irmak’tan Kanlıca ve Beylerbeyi gezme planımızı ertelememizi rica ettim, canım dostum kırmadı beni. Anneannemi iki üç ayda bir bize ziyarete geldiğinde görebiliyorum. Çok seviyorum onu. Ben ona benziyorum sanırım. Neşeli, insanlarla kolay iletişim kurabilen, hayattan ne istediğini bilen bir kadın. Allah onu başımızdan eksik etmesin. 75 yıllık ömründe neler yaşamış, neler görmüş. Anlattıklarını anlamaya, İstanbul’un 60 yıl önceki hallerini dinlemeye bayılıyorum özellikle de gençlik yıllarında Vefa taraflarında oturan anneannemin anılarını seviyorum. Bir şişe gazozun lüks olduğu zamanları anlatıyor. Bu arada anne tarafının nasıl karışık bir soya sahip olduğunu dinliyorum. Yaklaşık yüzyıldan fazladır İstanbul’a gelmiş dedelerimin Karadenizli, Arnavut ve Arap hatunlarla evlenip nasıl bir genetik miras oluştukları çok ilginç. Aile baya karışmış ve bunları onunla sohbet sırasında öğreniyorum. Kocasına duyduğu aşkı, dedemi kaybedeli tam 33 yıl olmuşken parmağından çıkarmadığı yüzüğü bana hep ilham kaynağı olmuştur. Onunla karşılıklı yaptığımız güzel bir kahvaltı ve ardından gelen keyif kahvesinden sonra onu araba ile durağa bıraktım. Hoşça kal güzel kadın, seni seviyorum, tekrar gel çok arayı açmadan. Keşke onunla yakın otursak.
Sonra da yaklaşık iki aydır göremediğim güzel kızımı ziyarete gittim. Sarı saçları o kadar uzamış ki belini geçmiş neredeyse. Araba içinde beni görünce neredeyse çenesi düştü “Sen nasıl araba sürdün” demez mi? Ardından da “görüşmeyeli çok oldu” dedi. Kocaman insan gibi. Beni öperken özlediğini belli eden “ooohh” “ohh” gibi sesler çıkarması çok hoştu. Birtanem, güzel kızım, gözleri güzel kızım. Seni çok seviyorum.
Şansıma altı yaşındaki arkadaşı Kadir de ordaydı hani şu sürekli bahsettiği Fadime teyzesinin oğlu Kadir. Kadir de kızım gibi çok tatlı. Benim araba sürüşüme inanamayan Ceren’e dönüp “Onda ne var ki, ben 5 başımdan beri araba kullanıyorum” demesi hem beni hem de annelerini kahkaha komasına soktu.
Bunlar nasıl yaratıklar böyle? Güzel kızımın karnesi de muhteşem. Hepsi pekiyi. Aferin deyip ödül kutusunu verdim. İçindeki çikolataları şekerleri Kadir ile paylaştı mı merak ediyorum çünkü Kadir’in ilgisi vardı kutuya.
Canım kızım, sana sarılmak, seninle konuşmak bana o kadar iyi geliyor ki. İyi ki varsın, umarım benim de senin gibi zekasıyla bana meydan okuyan bir kızım olur. “Herşeyin hayırlısı” der hep büyüklerimiz. Ne kadar da doğru bir söz. Bizi mutsuz edecek şeyler hayatımıza girmesin hiçbir zaman.
Çocukların ve büyüklerin muhabbetlerinden eksik kalmamanız dileklerimle,
Sevgiler,

Cansu Uğur

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder