Canım Kızım
Ceren,
Masum yüzündeki
şaşkın ifade ile nasıl araba sürdüğümü anlamaya çalışıyordu. Bir türlü
kadınlarında araba kullanabileceğini kabul edemiyordu çünkü sadece babası araba
kullanabilirdi. Komşumuzun kızı, yanımızda büyüyen, benim manevi kızım ve artık
bir ilkokul öğrencisi olan bu ufaklık beni her zaman gülümsetmeyi başarıyor.
Bu haftasonunu
güzel kızıma ve biricik anneanneciğime ayırmaya karar vermiştim. Canım
arkadaşım Irmak’tan Kanlıca ve Beylerbeyi gezme planımızı ertelememizi rica
ettim, canım dostum kırmadı beni. Anneannemi iki üç ayda bir bize ziyarete
geldiğinde görebiliyorum. Çok seviyorum onu. Ben ona benziyorum sanırım.
Neşeli, insanlarla kolay iletişim kurabilen, hayattan ne istediğini bilen bir
kadın. Allah onu başımızdan eksik etmesin. 75 yıllık ömründe neler yaşamış,
neler görmüş. Anlattıklarını anlamaya, İstanbul’un 60 yıl önceki hallerini
dinlemeye bayılıyorum özellikle de gençlik yıllarında Vefa taraflarında oturan
anneannemin anılarını seviyorum. Bir şişe gazozun lüks olduğu zamanları
anlatıyor. Bu arada anne tarafının nasıl karışık bir soya sahip olduğunu
dinliyorum. Yaklaşık yüzyıldan fazladır İstanbul’a gelmiş dedelerimin
Karadenizli, Arnavut ve Arap hatunlarla evlenip nasıl bir genetik miras
oluştukları çok ilginç. Aile baya karışmış ve bunları onunla sohbet sırasında
öğreniyorum. Kocasına duyduğu aşkı, dedemi kaybedeli tam 33 yıl olmuşken
parmağından çıkarmadığı yüzüğü bana hep ilham kaynağı olmuştur. Onunla
karşılıklı yaptığımız güzel bir kahvaltı ve ardından gelen keyif kahvesinden
sonra onu araba ile durağa bıraktım. Hoşça kal güzel kadın, seni seviyorum,
tekrar gel çok arayı açmadan. Keşke onunla yakın otursak.
Sonra da yaklaşık
iki aydır göremediğim güzel kızımı ziyarete gittim. Sarı saçları o kadar uzamış
ki belini geçmiş neredeyse. Araba içinde beni görünce neredeyse çenesi düştü
“Sen nasıl araba sürdün” demez mi? Ardından da “görüşmeyeli çok oldu” dedi.
Kocaman insan gibi. Beni öperken özlediğini belli eden “ooohh” “ohh” gibi
sesler çıkarması çok hoştu. Birtanem, güzel kızım, gözleri güzel kızım. Seni
çok seviyorum.
Şansıma altı
yaşındaki arkadaşı Kadir de ordaydı hani şu sürekli bahsettiği Fadime
teyzesinin oğlu Kadir. Kadir de kızım gibi çok tatlı. Benim araba sürüşüme
inanamayan Ceren’e dönüp “Onda ne var ki, ben 5 başımdan beri araba
kullanıyorum” demesi hem beni hem de annelerini kahkaha komasına soktu.
Bunlar nasıl
yaratıklar böyle? Güzel kızımın karnesi de muhteşem. Hepsi pekiyi. Aferin deyip
ödül kutusunu verdim. İçindeki çikolataları şekerleri Kadir ile paylaştı mı
merak ediyorum çünkü Kadir’in ilgisi vardı kutuya.
Canım kızım, sana
sarılmak, seninle konuşmak bana o kadar iyi geliyor ki. İyi ki varsın, umarım
benim de senin gibi zekasıyla bana meydan okuyan bir kızım olur. “Herşeyin
hayırlısı” der hep büyüklerimiz. Ne kadar da doğru bir söz. Bizi mutsuz edecek
şeyler hayatımıza girmesin hiçbir zaman.
Çocukların ve
büyüklerin muhabbetlerinden eksik kalmamanız dileklerimle,
Sevgiler,
Cansu Uğur
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder